Hürriyet

banner image

Hürriyet

Bir Provokatör Üstünde Hiciv Denemeleri — Nazım Hikmet RAN… Canan KAFTANCIOĞLU Yalnız Değildir…

Bir Provokatör Üstünde Hiciv Denemeleri  Nazım  Hikmet RAN

"Sen ölmedin, seni öldürdüler zavallı kadın."
T.F.
Sen çıkmadın
çıkardılar karşıma seni!
Kıllı, kara elleriyle tutup enseni
gövdeni yerden bir karış kaldırdılar,
sonra birdenbire
bırakıp yere
seni pantolonumun paçasına saldırdılar.
Bir düşün oğlum,
bir düşün ey yetimi Safa
bir düşün ki, son defa
                        anlıyabilesin :
Sen bu kavgada
bir nokta bile değil,
bir küçük, eğri virgül,
bir zavallı vesilesin!..
Ben, kızabilir miyim sana?
Sen de bilirsin ki, benim âdetim değildir
bir posta tatarına
                  bir emir kuluna sövmek,
efendisine kızıp
                uşağını dövmek!.
Sen de bilirsin ki, jurnal esnafı, senin gibiler
tutulup kulaklarından birer birer
                                  teşhir edilirler..
Ben, sadece söküp
                   bir fitnenin otuz iki dişini,
ve Babıâli kaldırımlarına döküp
                               geleceğini, geçmişini
aldım omuzuma işte bu teşhir işini....
Bir düşün oğlum,
bir düşün ve inkâr etme ki;
Keteon matbaasında ut çalıp
ayak şarkıcılarına beste talim eylemek,
ve o biçare Larus'un ırzına geçip
zatını âlim eylemek,
sana pek
zor geldi ki, demek;
aranızda dolaşır görünce
benim "Orhan Selim" adlı dilsiz
                       ve kolu bağlı gölgemi,
hemen azıya alıp gemi
Faşisto—demokrato—liberal
                            bir jurnal
                                     yazıp
delikanlıyı yere çalmak
ve bir miktarı minasip elden almak
                                        istedin!..
Elden alıp almamana
                    karışmam ama,
biz,
gölgemizi bile çiğnetmeyiz adama!

Bir düşün oğlum,
bir düşün, ey, göbekli patron veletlerinin
"Doğru yol" göstericisi,
bir düşün ey yetimi Safa,
bir düşün ve hatırla ki, son defa :
O, takma aslan yeleli Namık Kemal üstadın senin;
abanoz ellerinden
                 zenci kölesinin
som altın taslarla şarap içerek
ve "didarı hürriyet"in dizinde
                        kendi kendinden geçerek :
"Yüksel ki yerin
            bu yer değildir,
Dünyaya geliş
            hüner değildir!" demiş...
Sen de yükseldin uyup
                          onun sesine
"La dam o kamelya"nın fesli figüranlığından
Ahmet Haşimin "Degüstasyon"daki iskemlesine..

Bir düşün oğlum!
Bir düşün ve mezarların hududunu aşma!
Kendine güven üstat
                    babana değil,
bir ölüyü koluna takıp dolaşma!
Öyle zart zurt eşilmez toprağı gidenlerin!
Rahat bırak oğlum
                rahat bırak uyusun
O muhterem "şehidi hürriyet" bey pederin!
Hem böyle daha iyi.
Çünkü bak ortada
ne yeni bir İngiliz-Boer
                        harbi var,
ne de tebrik isteyen bir İngiliz elçiliği...
Ölüleri rahat bırak oğlum.
Rahat bırak uyusun benim de gidenlerim!
Sen de bilirsin ki ben
                      ne dedemden
                                miras bekledim,
ne babamdan şeref, şan!
Hasep, nesep, kan, soy sop işinde yoğum.
Çünkü ne soyu sicilli bir buldoğum
                             ne de tecrübelik bir tavşan.
Ben sadece ölen babamdan ileri,
doğacak çocuğumdan geriyim,
ve bir kavganın adsız neferiyim..

Ey ihtisas mahkemeleri kaçağı
ve Despinis Kokonun aftosu,
ey marka malı kör
                 provokatör,
ve ey zavallı yetim...
Yoktur şimşiri kahrını inkâra niyyetim...
Kokla, çek ve iç,
üzülme hiç...
Billahi cihan bilir ki, sen
kahraman, ulusal muhaliflerimizdensin!
Kokla, çek ve iç
üzülme hiç.
Yalnız, ara sıra
bakıp aynalara
bir deve derisinden beli değnekli Hacivat düşün.
Bir düşün oğlum :
müdahin, çelebi hazreti Hacivatın
giyerek harp ilahı göbekli Marsın üniformasını
kahramanane bir dalkavuklukla hesap sormasını.

Bir düşün oğlum,
bir düşün ey sayın provokatör...
Her dövüşen sersemdir senin için
her anlayıp inanan kör.
Ve sen ki, bir fikre bağlanışın
                              azılı düşmanısın;
anlat bana nasıl oldu da şu,
anlat bana nasıl oldu da sen,
yanarak boynu müsellesli bir mason imanıyla
boyamak istedin Süleymanın çift sütununu
o biçare "hürriyeti efkâr"ın kanıyla?
Hem ne derin bir inanışmış ki, bu,
ne müthiş bir ateşle yanışmış ki, bu,
göze aldırmış sana
fenafil-maşrıkı âzam olmayı,
mason localarına üç defa bavurup
mason localarından üç defa kovulmayı.

Bir düşün oğlum,
bir düşün ve inkâr etme ki;
gizli gece yolculuklarından kalmadır senin alın terin.
Sen her gece
el ayak çekilince
"Nuvel Literer"in
bir arşınlık duvarından aşarak
ve parmaklarının ucuna basıp dolaşarak
                                    yapraklarında onun,
apartırsın satırlarını birer birer
                                Cingözle beraber.

Fakat her duvar
bir karış değildir.
Her duvardan atlamayı kesmez senin gözün
ve her fikrin açılmaz kapıları
maymuncuğuyla Cingözün..
Okuman lazım evlat.
Evirip çevirmeyi, göze girmeyi, falan filan
                                           bırakıp
                                             okuman....

Bir düşün oğlum,
bir düşün ey yetimi Safa,
bir düşün ve benden öğren ki son defa :
FİKİR dediğin
              şeyin
Karabet ustanın uduna benzemez suratı.
O, ne şapırtılarla çiğnenen bir sakız,
ne "VatanSilistre"de Abdullah çavuşun tiradı,
ne de "Bir Akşamdı"da müteverrim bir bayan ilacıdır.
O, şahlanmış bir savaş kılıcıdır.
Bu ata atlıyacak yürek
ve bu kabzaya bilek
                      gerek…

 Bir Provokatör Üstünde Hiciv Denemeleri  Nazım Hikmet RAN
 Bir Provokatör Üstünde Hiciv Denemeleri  Nazım Hikmet RAN Kaynak: Nazım Hikmet Bütün Siirleri Yapı Kredi Yayınları

|Nazım Hikmet RAN|
|17.01.1902SelanikOsmanlı İmparatorluğu  03.06.1963MoskovaSSCB|
|TürkSair OyunYazarıRomancıAYazarıRomantikKomünist ve RomantikDevrimci|
Bir Provokatör Üstünde Hiciv Denemeleri — Nazım Hikmet RAN… Canan KAFTANCIOĞLU Yalnız Değildir… Bir Provokatör Üstünde Hiciv Denemeleri — Nazım  Hikmet RAN… Canan KAFTANCIOĞLU Yalnız Değildir… Reviewed by ümitse on 09:00:00 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.