Hürriyet

banner image

Hürriyet

Deniz, Hüseyin, Yusuf, Mahir, Ulas'in Mezarı Başında Öldürülüşlerinin 51. Yılında Saygıyla Anıyoruz…

68 Kuşağının Devrimci Önderleri Deniz GEZMİŞYusuf ASLANHüseyin INANMahir ÇAYANUlaş BARDAKÇI yı Mezarı Başında ÖLDÜRÜLÜŞLERİNİN 51. YILINDA SAYGIYLA ANIYORUZ
|06.05.197206.05.2023|
|06.05.1972Karşıyaka MezarlığıANKARA|
Kayıp Adresteki1  Ahmet TELLİ     
Sen Dostumdun Benim, Gülünce Güneşler Açan
Su Gibi Azizdin, Yurdumdun, Alnında Ateşler Yanan
Işıklı Bir Irmak Gibi Aktığımız O Uzun Yürüyüş
Daha Dündü Sanki, Her Patlayan Sağanak Bunu Anlatır
Fabrika Düdükleri Bunu Anlatır Bana Her Vardiyada

Hazırladığımız İlk Taş Baskısı Afişi Anımsar mısın
Bükülüp Giden Kent Sokaklarını, Fabrika Önlerini
Sonra Kitapları (Kokuları Hala Burnumda Onların)
Hangi Mayısta Taşıdık Kentlere Küllerin Rengini
Gerçi Gülistan Olmadı Ömrümüz, Gam Değil

Belki Tanırdın İlk Vurulanı, O Gün Hiç Ağlamadık
Hayır Ağlamadık, Çıldırdık O Gün Çıldırasıya
Adını Çocuklarımıza Verdik Onun, Çoğaldı
Mezarlar Çoğaldı O Günden Sonra, Yetişmedi Bize
Öldürülecek Kadar Büyümüştük, Öyle Demişlerdi

Ve Hayat Öylece Akıp Durdu İşte, Akıp Duruyor
Kimilerinin Bakışlarına Yine Karlar Yağmış
Saçları Dumanlı Bir Geçit Sanki, Dudakları Lâl
Kitap Yakanlar Eksilmiyor, Şu Uçuşup Duran
Kırlangıç Ölülerini Görüyor Musun Kentin Üstünde

Sen Dostumdun Benim, Gülünce Güneşler Açan
Bulutlara, Rüzgara Asarım Suretini Her Akşam
Her Akşam Bir Mektup Yazarım Dağlar Kadar
Kayıp Bir Adresten Geliyor Sesin Şimdi, Üşüyorsun
Unutma Dostumsun Sen, Neredeysen Orada Ölmek İsterim
Kayıp Adresteki  Ahmet TELLİ  Kaynak:Yazko
|Ahmet TELLİ|
| 08. 01. 1948Bursa|
|Türk Sair|
Deniz, Hüseyin, Yusuf, Mahir, Ulaş in Mezarları; 

Deniz GEZMIS, Hüseyin INAN, Yusuf ASLAN, Mahir ÇAYAN, Ulaş BARDAKÇI nın Mezarları Ankara Karşıyaka Mezarlığı ndadırMezarlığın L 3, 17, 16. Parsellerinde Mezarları bulunan Deniz GEZMIS, Hüseyin INAN, Yusuf ASLAN, Mahir ÇAYAN, Ulaş BARDAKÇI Sarı Kesme Taş ve Tuğlalarla Adeta Tek Tip Mezarlar İnşa Edilmiş. Birbirine Elli Yüz Metrelik Mesafedeki Mezarları Karanfillerle Yine Yoldaşları Yalnız Bırakmamıştı Her Zamanki Gibi...
Deniz GEZMİŞ in Mezarı Başında  001
Mare Nostrum  Can YÜCEL
En uzun koşuysa elbet
Türkiye de de Devrim
O, Onun en güzel yüz metresini koştu
En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak...
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi...
Acıyorsam sana anam avradım olsun
Ama Aşk Olsun sana çocuk,
Aşk Olsun

Mare Nostrum  Can YÜCEL  Kaynak: Altısıbiyerde Şiir DizisiAdam Yayınları  1988  İstanbul 1x14 Cm.  61 sh.   Çağdaş Türk Edebiyatı  Şiir Dizisi  PAPİRÜS Yayınları  1992  İstanbul 14x20 Cm.  64 sh. 

Can YÜCEL |
| 11.08.1926Istanbul  12.08.1999Datça |
Türk Şair |

Deniz GEZMIS in Mezarı Başında  002
Devrim  Sunay AKIN

Temiz kalan tek yerdir Devrim
Bütün bir yıl
Kirlenen duvarda
Ama görebilmek icin
Asıldığı çividen indirilmelidir
Yaprakları biten takvim zorbalara direnmektir Devrim
Bir çocuğun
Annesinin çantasından aldığı paraları
Altına gizlediğini
söylememiştir dövülen
hiçbir halı

İçinde yaşamaktır Devrim
Dikiş kutusunun
ve toplu iğneler gibi
Bir arada olmayı gerektirir
Karşı koyabilmek icin zulmüne
Makas denilen patronun

Gece ışıklar arasında koşmaktır Devrim
Ateş böceklerini
yakalamak isteyen çocukların
Peşine takılır gün gelir
Yanıp sönen mavi ışıkları
polis arabalarının

Kağıt bir gemidir Devrim
Bütün gemiler
Hurdaya çıksa da sonunda
Taşıdığı özgürlük şiiriyle
Batmadan yüzer nicedir
Dünya sularında

Kim bilir kaç yunus görmüş
Kaç Deniz GEZMIS

Devrim  Sunay AKIN  Kaynak:  

|Sunay AKIN|
|12.11.1962TRABZON|
|Türk ŞairYazarGazeteciAraştırmacTiyatro Oyuncusu|
Deniz GEZMIS in Mezarı Başında  002

Başı dik
alnı açık
yüzü gülerek
ve bir sigara içimiyle gitti ölüme,
hiçbir şey koymamıştı ona

Yirmibeşinde Ölmesi Kadar

  Nilay YALÇIN
Hüseyin İNAN in Mezarı Başında  001 

Deniz ler 3  Onat KUTLAR

Üzülme baba,nerdeyse çıkar
Şimdi dağlardan
Gelir serin bir esinti terini siler
Okşar derisini kanı temizler
Biz o rüzgarı biliriz
Rüzgara parmaklık konur mu?

Kahırlanma baba demir kapılar
Ardından iki türkü şimdi erişir
Biri köpekler üstüne biri aslanlar
Yüzünden sular gibi geçer ölü oğlunun
Biz o türküleri tanırız
Doldurur gökyüzünü,toprağa yeter
Türküye kurşun sıkılır mı?

Unutma baba onun arkadaşları var
Çatlamış nar gibi mayıs ayında
Yazları ürperen zeytin dalları
Altın eylül ağaçları gibi genç kızlar
Alnını çiçeklerle donatırlar
Çiçeksiz düğüne gidilir mi?

Unutma baba onun arkadaşları var
Seyrek ağaçlı korularından yoksulluğun
Ve uçsuz bozkırlardan koşarak
Ölüme açılan yiğit çocuklar
Yaşamanın savaşçısı çocuklar
Tez ulaştırırlar onu güneşe
Kentlerin kanalına dolar balçığı
Güneş balçıkla sıvanır mı?

Hatırlar mısın baba,ninem anlatırdı
Serin yaz sabahlarında Sivas'ın
Soğüt dallarında bir ak güvercin
Açarmış eski kitabın sayfalarını
Okuu okuuu...dermiş ağzında can dili
Denizi geçen Yusuf'un sayfalarını
Hüseyin'in Battal Gazi'nin sayfalarını
Her birine Simav'dan bir zeytin dalı
Koysak bir gün okuyan olur mu?

Deniz' ler  3  Onat KUTLAR  Kaynak: Deniz' ler

|Onat KUTLAR|
|25.01.1936Alanya  11.01.1995Istanbul|
|Türk ŞairYazarDüşünce Adamı|
Hüseyin INAN in Mezarı Başında  001 

Deniz ler 4  Onat KUTLAR

Baba Hıdır İlyas kıssadan hisse söyledi
Darağacına tahta veren çınar bir gün anlar
Bayrağı taşıyan düşerse onu taşırlar
Son yoksul çocuğun yüzü gülünceye kadar

Deniz' ler  3  Onat KUTLAR  Kaynak: Deniz' ler

|Onat KUTLAR|
|25.01.1936Alanya  11.01.1995Istanbul|
|Türk ŞairYazarDüşünce Adamı|
Yusuf ASLAN ın Mezarı Başında  001

Yürüdü Sehpaya Yusuf

Darağacı hazırlanmış, tazelenmişti. tabure masanın 
üzerine yerleştirilmiş, tepeye yeni bir urgan bağlanmıştı. 

Yusuf, masaya, oradan da tabureye çıktı. 

geçirdiler ilmiği boynuna. bu kez tek kattı ilmik.

Yusuf da gür, yürekli bir sesle son sözlerini söyledi: 

--ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu 
uğrunda şerefimle bir defa ölüyorum. sizler, bizi 
asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz. biz halkımızın 
hizmetindeyiz. sizler amerika'nın hizmetindesiniz. 
yaşasın devrimciler. kahrolsun faş---izm. 

o da sözünün sonunu, faşizm'in 'izm'ini tamamlayamadı; 
yine aynı çatlak sesin --çek! çek!-- diye bağırmasıyla, 
eliyle koluyla sehpanın başındaki cellata 
verdiği işaretlerle ve cellatın tabureyi hızla itivermesiyle 
sallanıverdi boşlukta, urganın ucunda. 

yarım dönüş yaptı yusuf havada ve arkasını döndü 
kalabalığa; öylece kaldı. 

saat 02.25'ti. 

beş dakika bekledikten sonra kelepçesini çözdüler. 
kolları iki yana sarktı. 

yaftayı boynundan geçirip göğsüne astılar

|Yusuf ASLAN|
|1947KuşsarayAydıncıkYOZGAT  06.05.1972UlucanlarAltındağANKARA|
|68 Kuşağının Devrimci ÖnderiSosyalist ve Siyasi Aktivist|
Yusuf ASLAN ın Mezarı Başında  002

Bütün Akrabalara ,
bu mektubumu okudugunuz zaman artık aranızda olmayacagım.mektubumu senatonun idamlarımızı tastik ettigini ögrendigim anda yazıyorum.şundan emin olmalısınız ki, bugüne kadar davama olan inancım sarsılmamıştır.sehpaya gidene kadar da en ufak bir sarsılma olmayacaktır. ben halkımın kurtuluşu , türkiye'nin tam bagımsızlıgı için savastım.sizler beni tanıyorsunuz.bir yıldan beri bu bir avuç sömürücüler,vatan satıcıları,işbirlikçiler ellindeki bütün imkanlarla bizi dışardan yardım gören, beyinleri yıkanmış,vatan haini,dışardan emir alan,bölücü ,diye tanıtmaya ve halkımızdan bizi koparmaya çalıştılar.bu bir avuç azınlıga göre vatanseverlik : vatan satmak, yabancılarla işbirligi yapmak, nato'yu ve amerika'yı savunmak ,6. filoyu agırlamak, milyonlarca köylünün geçimi olan haşhaş ekimini elinden almak,işçinin grev hakkını engellemek,amerika'ya ve emperyalizme hizmet etmektir. biz bunlara karşı çıktık.bunun için biz vatan haini, onlar yurtsever oldular. bizi bu mücadeleden dolayı, güya adil mahkemelerinde yargılayan ve yine adil kurumları eli ile asacak olanlar bilmelidirlerki . biz halkımızın kurtuluşu ve türkiye'nin bagımsızlık mücadelesi ugruna şerefimizle bir defa ölecegiz.bizi asanlar şerefsizlikleri ile hergün ölecekler..

son sözüm;yaşasın isçiler,köylüler ! yasaşın devrimciler ! yasaşın halkımın kurtuluşu ve bagımsızlıgı için savaşanlar ! yaşasın tam demokratik türkiyenin kurulmasından yana olanlar ! kahrosun emperyalizim! kahrosun faşist koalisyon.

T. Yusuf ASLAN

|Yusuf ASLAN|
|1947KuşsarayAydıncıkYOZGAT  06.05.1972UlucanlarAltındağANKARA|
|68 Kuşağının Devrimci ÖnderiSosyalist ve Siyasi Aktivist|
Mahir ÇAYAN ın Mezarı Başında  001

Hücredeki ADA nın Dünyası I
Taş duvar, demir karyola, ve yerde sayısız izmaritler.
Halanın pis kokusu, rutubetli, sıkıntılı, nikotinli,
İnsanı serseme çeviren kurşun gibi ağır bir hava,
Duvarlar sanki soğuk dalgaları imal ediyor.
İstediğiniz kadar üzerinize kalın şeyler giyin,
Oligarşinin hücresinde soğuğu yenmek imkânsız.
Ranzanın karşısında kafesli demir kapı, arkasında Mehmet.
Görevi dakikası dakikasına beni denetlemek
Mehmedim utanıyor, kahroluyor.
“Askelik ağam n’aparsın” diyor.
Aslında oda tutsak.
Ben hücremde, o hücrenin önünde.
Günde beş kere büyük başlar bakıyor içeriye;
Yüzlerinde tecessüs.
“Çılgın adam, 3-5 kişi ile koskoca karanlıklar imparatorluğuna kafa tutan adalılar.”
Ama yinede “çılgın adamın” karşısında,
Bir eziklik, burukluk duyuyorlar o başka.
Gündüz gece diye bir ayrım yoktur hücrede,
Sadece koldaki saattir, geceyi gündüzü bild,ren.
Işık yirmi dört saat yanar.
Bir nefes, bir duman yoldaşım,
Cıgaramı her çekişimde duman olur,
Uçar giderim, ta uzaklara.
Çoğu kere ada’ma giderim,
Cıgaramın dumanı, beni memleketime; ADA ma götürür.
Kahpe İstanbul’un kahpe bir bölgesinde,
Bir evdeyim, yoldaşımla beraber.
Bu ev, yoldaşlık – dostluk – kardeşlik – mertlik - kıvanç ve sevgi evidir.
Bu evde, her şey o kadar güzel ve o kadar anlamlıdır ki…
***
Ev değil, ADAADA!
Satılmışlığın, kahpeliğin, riyakarlığın, âdiliğin ve her çeşit aşağılık ve her çeşit yabancılaşmanın karışımı olan,
Karanlık denizin ortasında,
Güneşi batmayan bir ada.
Ben ne şuralıyım ne buralı,
ADA yım adalı,
Adam ormanlıktır. Dostluk yoldaşlık, mertlik ormanı, bütün adamı kaplar.
Erdemin güneşi yirmi dört saat aydınlatır ada’mı, biz ada sakinleri bilmeyiz karanlığı.
Ben ADA yım ey kahpe hücre ADA .
Doğruya sen nereden bileceksin ada’mı asırlık, feodal-militarist hücre.
Ya, sen, öküze benzemek için kasılan, şişen haset kurbağa, hilkat garibesi ada’mı?
“Dünya karanlıktır. Güneşi batmayan böylesi bir ada yeryüzünde yoktur.”
Değimli karanlıklar cücesi, zavallı acuze?
Ya sen yarasalar şairi, pişkin Cacomcho?
“Değil şiirlerde, masallarda bile böylesi bir ada yoktur. Böylesi bir ada eşyanın tabiyatına aykırıdır.”
Senin için değil mi karanlıkların kapkara şairi?
Senin dediğin eşyanın değil, karanlığın tabiatına aykırı.
Karanlık cüceleri, acuzeler, dürzüler…
Yarının Türkiyesinin hayvanat bahçesinde teşhir edilecekler…
Adam kalabalıktır hain hücre:
Elde mitralyözüyle,
Sierra Maestra’da, Falcon da, Vietnam da, Mozambikte, Angola da, Sina çöllerinde…
Özgürlüğün türküsünü söyleyenler.
Zülme, kahpeliğe, sömürüye karşı…
Dişiyle, tırnağıyla üç kıtada karşı koyanlar benim evlatlarımdır kahpe hücre.
Benim adamın ormanlarından aldıkları fideleri, birer birer dikiyor, kahpeler koalisyonunun dünyasına.
Kel dünya, ADA mın ağaçlarıyla ayıbını örtüyor, güzelleşiyor.
İyi bak bana feodal duvar, iyi tanı beni.
Seni yerle bir edecek ada’lıları iyi tanı.
ADA m ve hemşerilerinin çocukları ne halde diye dudak bükme, orospunun dölü utanç duvarı.
Evet, ADA mı karanlığın suları bastı.
Evet, benim gibi pek çok ada’lı bu çirkin suların altında,
Ama boşuna sevinme, ada’m batmaz, yok olmaz,
Ada’m, sadece karanlık denizinde yerini değiştirdi. Hepsi o kadar.
-II-
Cıgaram elimi yakıyor.
Maltepe’de etrafı karanlığın cüceleriyle çevrilmiş marş söyleyen iki ADA .
İki ADA nın marş söyleyişinde silâhlar susar.
Maltepe’nin göbeğini derin bir sessizlik kaplar.
Dalga, dalga yayılır, ada’lıların erkek sesi, etrafa.
O anda iki ADA nın gözünde her şey silinir,
Karanlığın militanları küçülür…
Sanki biraz önce atılanlar tomson kurşunu değil, parmak cücelerinin minik okları.
O an ne binlerce güvenlik kuvveti, ne polis, ne zırhlı tugay, ne tomson, ne mitralyöz.
Her şey önemsiz, küçük ve etkisizdir. İki ADA  için.
ADA ların korosu karanlık cücelerinde bir panik yaratır.
Yüzlerinde, ezikliğin, şaşkınlığın biraz da utancı izleri okunur.
Sanki ilahi bir kuvvet onların ellerini, kollarını bağlamıştır. Ta ki, iki ada’lının marşı bitene kadar.
ADA lar sol yumrukları havada, pencerenin önünde boy hedefi oldukları halde ataş edemezler.
Garip bir andır bu an.
Bu an karanlık cücelerinin, insanlığa dönüş anıdır.
Cüceler konuşmazlar bile bu anı.
Büyülenmişlerdir iki ada’lının havaya kalkan sol yumrukları ile.
Ve kaybolup gitmişlerdir iki koronun nameleri arasında.
Koro susar, büyü bozulur, görevlerini hatırlar cüceler,
Eller tetiklere tarrrr………
Ve Cevahirimi kalbime gömüp dönerim hain hücreme.
ADA 

|Mahir ÇAYAN|
|15.03.1946SAMSUN — 30.03.1972KızıldereNiksarTOKAT|
|68 Kuşağının Devrimci ÖnderiSosyalist ve Siyasi Aktivist|
Ulaş BARDAKÇI nın Mezarı Başında  001

Ulaş a Ağıt

Hele Ulaş a Ulaş a
Ulaş benzerdi güneşe
Ulaş kardaş canveriyor
Yüreğim düştü ateşe

Ulaş ın elinde mavzer
Mavzeri türküye benzer
Bizimkiler böyle ölür
Böyle ölür bizimkiler

Gün doğdu hep uyandık
Siperlere dayandık
Bağımsızlık uğranada
Alkanlara boyandık

Ulaş a Ağıt

Yolumuz devrim yolu
Gelin kardaşlar gelin
Yurdumuzda faşist dolmuş
Vurun kardaşlar vurun

|Ulaş BARDAKÇI|
|00.00.1947Hacıbektaş  19.02.1972ArnavutköyİSTANBUL|
|68 Kuşağının Devrimci ÖnderiSosyalist ve Siyasi Aktivist|



|Deniz GEZMİŞ|
|28.02.1947AyaşANKARA  06.05.1972UlucanlarAltındağANKARA|
|68 Kuşağının Devrimci ÖnderiSosyalist ve Siyasi Aktivist|
|Yusuf ASLAN|
|1947KuşsarayAydıncıkYOZGAT  06.05.1972UlucanlarAltındağANKARA|
|68 Kuşağının Devrimci ÖnderiSosyalist ve Siyasi Aktivist|
|Hüseyin INAN|
|1949BozhüyükGürünSİVAS  06.05.1972UlucanlarAltındağANKARA|
|68 Kuşağının Devrimci ÖnderiSosyalist ve Siyasi Aktivist|
|Mahir ÇAYAN|
|15.03.1946SAMSUN — 30.03.1972KızıldereNiksarTOKAT|
|68 Kuşağının Devrimci ÖnderiSosyalist ve Siyasi Aktivist|
|Ulaş BARDAKÇI|
|00.00.1947Hacıbektaş  19.02.1972ArnavutköyİSTANBUL|
|68 Kuşağının Devrimci ÖnderiSosyalist ve Siyasi Aktivist|
Deniz, Hüseyin, Yusuf, Mahir, Ulas'in Mezarı Başında Öldürülüşlerinin 51. Yılında Saygıyla Anıyoruz… Deniz, Hüseyin, Yusuf, Mahir, Ulas'in Mezarı Başında Öldürülüşlerinin 51. Yılında Saygıyla Anıyoruz… Reviewed by ümitse on 02:30:00 Rating: 5

1 yorum:

Blogger tarafından desteklenmektedir.